Boşanma Davası Nedir? Adım Adım Hukuki Rehber

Boşanma Davası Nedir? Adım Adım Hukuki Rehber
İÇERİK TABLOSU göster

Boşanma Davası Nedir? Hukuki Tanımı ve Önemi

Boşanma, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) düzenlenmiş, yasal olarak evli olan eşlerin, kanunda öngörülen sebeplerden birine dayanarak, mahkeme kararıyla evlilik birliğini sona erdirmesi sürecidir. Evlilik, toplumun temelini oluşturan önemli bir kurumdur ve bu kurumun sona ermesi, hem bireyler hem de toplum açısından önemli hukuki ve sosyal sonuçlar doğurur.

Boşanmanın Hukuki Tanımı:

Türk Medeni Kanunu’nun 161. ve devamı maddelerinde boşanma sebepleri ve süreci düzenlenmiştir. Boşanma, eşlerden birinin veya her iki eşin birlikte açacağı bir dava ile gerçekleşir. Boşanma davası, aile mahkemelerinde görülür. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri, aile mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakar.

Boşanma Sürecinin Evlilik Hukuku İçindeki Yeri:

Evlilik, Medeni Kanun’da “aile hukuku” başlığı altında düzenlenir. Evlilik birliği, eşlere karşılıklı hak ve yükümlülükler getirir. Bu yükümlülükler arasında sadakat, yardımlaşma, birlikte yaşama, çocukların bakımı ve eğitimi gibi unsurlar yer alır. Boşanma ise, bu birliğin yasal olarak sona ermesi anlamına gelir.

Boşanma süreci, evliliğin sona ermesiyle birlikte, eşlerin mal paylaşımı, nafaka, çocukların velayeti gibi konularda da hukuki düzenlemeler yapılmasını gerektirir. Bu nedenle boşanma davaları, sadece evliliğin sona ermesiyle sınırlı kalmayıp, tarafların gelecekteki yaşamlarını da önemli ölçüde etkileyen kararları içerir.

Boşanmanın Bireyler ve Toplum Üzerindeki Etkileri:

Boşanma, sadece eşleri değil, çocukları ve hatta geniş aileyi de etkileyen karmaşık bir süreçtir. Bireyler açısından boşanma, duygusal zorlukların yanı sıra, ekonomik ve sosyal değişimleri de beraberinde getirebilir.

  • Duygusal Etkiler: Boşanma süreci, stres, üzüntü, öfke, hayal kırıklığı gibi yoğun duygusal tepkilere neden olabilir. Bu duygularla başa çıkmak için profesyonel destek almak önemlidir.
  • Ekonomik Etkiler: Boşanma, özellikle ekonomik olarak daha zayıf olan eş için maddi zorluklara yol açabilir. Mal paylaşımı, nafaka ve tazminat gibi konular, boşanma davalarının önemli bir parçasını oluşturur.
  • Sosyal Etkiler: Boşanma, eşlerin sosyal çevrelerinde ve ilişkilerinde de değişikliklere neden olabilir. Eşler, ortak arkadaş çevrelerinden uzaklaşabilir, yeni sosyal ortamlara adapte olmak zorunda kalabilirler.
  • Çocuklar Üzerindeki Etkiler: Ebeveynlerin boşanması çocukları en çok ve olumsuz etkiler.

Toplum açısından boşanma, aile yapısının değişimi, çocukların yetiştirilmesi ve sosyal destek mekanizmalarının önemi gibi konularda önemli etkiler yaratır. Boşanma oranlarının artması, toplumda aile kavramının yeniden değerlendirilmesine ve aile politikalarının gözden geçirilmesine yol açabilir.

Boşanma Davası Türleri (Ön Bilgi):

Boşanma davaları, temel olarak ikiye ayrılır:

  1. Anlaşmalı Boşanma: Eşlerin, boşanmanın tüm sonuçları (mal paylaşımı, nafaka, velayet vb.) üzerinde anlaşmaya vardıkları ve bu anlaşmayı bir protokol ile mahkemeye sundukları boşanma türüdür.
  2. Çekişmeli Boşanma: Eşlerin, boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşmaya varamadıkları ve bu konularda mahkemenin karar vermesini istedikleri boşanma türüdür.

Örnek Senaryo:

Ayşe ve Mehmet, 5 yıldır evli bir çifttir. Evliliklerinin son yılında aralarında şiddetli geçimsizlik başlamış ve bu durum evlilik birliğini temelden sarsmıştır. Ayşe, boşanma davası açmaya karar verir. Bu durumda Ayşe, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde düzenlenen “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” (şiddetli geçimsizlik) sebebine dayanarak boşanma davası açabilir.

Tablo: Boşanma Davası Sürecinin Temel Aşamaları

Aşama Açıklama
Dava Dilekçesi Boşanma davası, yetkili aile mahkemesine sunulacak bir dava dilekçesi ile başlar. Dilekçede, boşanma sebebi, talepler (nafaka, tazminat, velayet vb.) açıkça belirtilmelidir.
Duruşma Mahkeme, tarafları dinlemek ve delilleri değerlendirmek üzere duruşma günü belirler.
Delil Sunumu Taraflar, iddialarını ispatlamak için delillerini (tanık beyanları, yazılı belgeler, fotoğraflar vb.) mahkemeye sunarlar.
Bilirkişi İncelemesi Gerekli görüldüğü takdirde, mahkeme, mal paylaşımı, nafaka hesabı veya çocuğun velayeti gibi konularda bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Karar Mahkeme, tüm delilleri ve tarafların beyanlarını değerlendirerek boşanma hakkında karar verir.

İstatistikler:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de boşanma oranları son yıllarda artış göstermektedir.

“Boşanma Davası Nedir? Hukuki Tanımı ve Önemi” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma davası nedir?

Boşanma davası, evli olan eşlerin yasal olarak evlilik birliğini sona erdirmek için mahkemeye başvurdukları hukuki bir süreçtir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir.

Boşanma davası nerede açılır?

Boşanma davaları, aile mahkemelerinde görülür. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri, aile mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakar.

Boşanma davası açmak için hangi sebeplere dayanılabilir?

Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen özel (zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı) ve genel (evlilik birliğinin temelinden sarsılması) boşanma sebeplerine dayanılabilir.

Anlaşmalı boşanma nedir?

Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanmanın tüm sonuçları (mal paylaşımı, nafaka, velayet vb.) üzerinde anlaştıkları ve bu anlaşmayı bir protokol ile mahkemeye sundukları boşanma türüdür.

Çekişmeli boşanma nedir?

Çekişmeli boşanma, eşlerin boşanma veya sonuçları konusunda anlaşamadığı, bu konularda mahkemenin karar vermesini istedikleri boşanma türüdür.

Boşanma Sebepleri: Hukuki Dayanaklar

Boşanma davası açabilmek için Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) belirtilen geçerli boşanma sebeplerinden birinin varlığı gereklidir. Bu sebepler, özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebebi olmak üzere iki ana başlık altında toplanır.

Özel Boşanma Sebepleri (TMK 161-165):

Özel boşanma sebepleri, kanunda sınırlı sayıda ve tek tek sayılmıştır. Bu sebeplerin varlığı halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığı ayrıca araştırılmaz. Yani, bu sebeplerden birinin ispatlanması, boşanma kararı verilmesi için yeterlidir.

  • Zina (TMK 161): Eşlerden birinin, evlilik birliği devam ederken, karşı cinsten bir başkasıyla isteyerek cinsel ilişkiye girmesidir. Zinanın ispatı için, cinsel ilişkinin gerçekleştiğine dair kesin ve inandırıcı deliller sunulmalıdır. Bu deliller, fotoğraf, video, mesajlaşma kayıtları, tanık beyanları gibi çeşitli şekillerde olabilir.
    • Örnek: Eşinin bir otelde başka biriyle birlikte olduğuna dair kesin deliller sunan taraf, zina sebebiyle boşanma davası açabilir.
    • Sıkça Sorulan Soru: Zina sebebiyle boşanma davası açma süresi nedir?
      • Cevap: Zina eylemini öğrenen eş, bu tarihten itibaren 6 ay ve herhalde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkını kaybeder.
  • Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK 162):
    • Hayata Kast: Eşlerden birinin, diğerinin hayatına yönelik öldürme kastıyla hareket etmesidir.
    • Pek Kötü Davranış: Eşlerden birinin, diğerine karşı bedensel veya ruhsal sağlığını bozacak, acı ve ızdırap verecek nitelikteki eylemlerde bulunmasıdır (Örn: Fiziksel şiddet, işkence).
    • Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden birinin, diğerinin onurunu, şerefini ve saygınlığını zedeleyici, aşağılayıcı davranışlarda bulunmasıdır (Örn: Hakaret, küçük düşürme).
    • Örnek: Eşine sürekli olarak fiziksel şiddet uygulayan veya onu toplum içinde aşağılayan taraf, bu sebeple boşanma davasına maruz kalabilir.
    • Sıkça Sorulan Soru: Bu sebeple boşanma davası ne kadar sürede açılmalıdır?
      • Cevap: Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK 163):
    • Suç İşleme: Eşlerden birinin, küçük düşürücü bir suç işlemesi ve bu suç nedeniyle diğer eş için birlikte yaşamanın çekilmez hale gelmesidir.
    • Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşlerden birinin, toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, utanç verici bir yaşam tarzı benimsemesi ve bu durumun diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmesidir.
    • Örnek: Eşinin hırsızlık suçundan hüküm giymesi veya genelev işletmesi, diğer eş için boşanma sebebi olabilir.
  • Terk (TMK 164): Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla ortak konutu terk etmesi ve haklı bir sebep olmaksızın belirli bir süre (en az 6 ay) boyunca geri dönmemesidir. Terk eden eşe, mahkeme tarafından ihtar gönderilmesi ve bu ihtara rağmen dönmemesi gerekir.
    • Örnek: Eşinin evi terk etmesi ve 4 ay geçmesine rağmen haklı bir sebep göstermeksizin geri dönmemesi üzerine, terk edilen eş, mahkemeye başvurarak ihtar gönderilmesini talep edebilir. İhtardan sonra 2 ay içinde de dönmezse boşanma davası açabilir.
  • Akıl Hastalığı (TMK 165): Eşlerden birinin akıl hastası olması ve bu hastalığın iyileşmesinin mümkün olmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi durumunda, diğer eş boşanma davası açabilir. Ancak, akıl hastalığı nedeniyle boşanma kararı verilebilmesi için, bu durumun diğer eş için ortak hayatı çekilmez hale getirmesi gerekir.
    • Örnek: Akıl hastalığı evlilikten önce var idiyse ve diğer eş bunu evlenirken bilerek evlendiyse sonradan bu sebebe dayanarak boşanma davası açamaz.

Genel Boşanma Sebebi (TMK 166):

Genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelinden sarsılması (şiddetli geçimsizlik) olarak ifade edilir. Bu sebep, özel boşanma sebeplerinin aksine, somut olaylara özgü ve sınırlı sayıda değildir. Evlilik birliğini çekilmez hale getiren her türlü olay ve davranış, bu kapsama girebilir.

  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik): Eşler arasındaki uyumsuzluk, anlaşmazlık, sevgi ve saygının yitirilmesi, iletişim kopukluğu, sürekli tartışmalar, ekonomik sorunlar, aile büyüklerinin müdahalesi, cinsel sorunlar gibi pek çok farklı durum, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olabilir. Bu durumda, kusurlu olan eş aleyhine boşanma davası açılabilir. Kusursuz veya daha az kusurlu olan eş, bu nedene dayanarak boşanma davası açabilir.
    • Örnek: Eşler arasında sürekli yaşanan şiddetli tartışmalar, hakaretler, güven sarsıcı davranışlar, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanma davası açılmasına neden olabilir.
  • Fiili Ayrılık Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan herhangi bir boşanma davasının reddedilmesi ve bu red kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçmesine rağmen, eşler arasında ortak hayatın yeniden kurulamaması halinde boşanma davası açılabilir.
    • Örnek: Eşlerden biri boşanma davası açtı fakat mahkeme boşanma talebini reddetti, eşler kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl ayrı kaldılarsa ve bir araya gelmedilerse boşanma davası açabilirler.

Boşanma Sebeplerinin İspatı:

Boşanma davasında, iddia edilen boşanma sebebinin varlığının ispatlanması gerekir. Bu ispat, tanık beyanları, yazılı belgeler (mektup, e-posta, mesajlaşma kayıtları), fotoğraflar, videolar, ses kayıtları, banka kayıtları, faturalar, doktor raporları gibi çeşitli delillerle yapılabilir. Ancak, delillerin hukuka uygun yollarla elde edilmiş olması önemlidir. Hukuka aykırı deliller, mahkeme tarafından dikkate alınmaz.

“Boşanma Sebepleri: Hukuki Dayanaklar” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Hangi durumlarda boşanma davası açılabilir?

Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen özel (zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı) ve genel (evlilik birliğinin temelinden sarsılması) boşanma sebeplerinden birinin varlığı halinde boşanma davası açılabilir.

Zina nedeniyle boşanma davası açma süresi ne kadardır?

Zina eylemini öğrenen eşin, bu tarihten itibaren 6 ay ve herhalde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Terk nedeniyle boşanma davası açmak için ne kadar süre geçmesi gerekir?

Eşlerden birinin evi terk etmesinden itibaren en az 6 ay geçmesi ve mahkeme tarafından gönderilen ihtara rağmen geri dönmemesi gerekir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması (şiddetli geçimsizlik) ne anlama gelir?

Eşler arasındaki uyumsuzluk, anlaşmazlık, sevgi ve saygının yitirilmesi, iletişim kopukluğu gibi evlilik birliğini çekilmez hale getiren her türlü durum, bu kapsama girer.

Boşanma davasında delil olarak neler kullanılabilir?

Tanık beyanları, yazılı belgeler, mesaj kayıtları, fotoğraflar, videolar, ses kayıtları, banka kayıtları gibi hukuka uygun yollarla elde edilmiş her türlü delil kullanılabilir.

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Arasındaki Farklar

Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davaları, anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olmak üzere iki temel türe ayrılır. Bu iki boşanma türü, sürecin işleyişi, süresi, tarafların rolü ve sonuçları açısından önemli farklılıklar gösterir.

Anlaşmalı Boşanma (TMK 166/3):

Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanma konusunda ve boşanmanın tüm hukuki sonuçları (velayet, nafaka, mal paylaşımı, tazminat vb.) üzerinde tam bir anlaşmaya varmaları ve bu anlaşmayı yazılı bir protokol ile mahkemeye sunmaları durumunda gerçekleşen boşanma türüdür.

  • Şartları:
    • Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması.
    • Eşlerin birlikte mahkemeye başvurması veya bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesi. 
    • Eşlerin, boşanmanın tüm sonuçları üzerinde serbest iradeleriyle anlaşmış olmaları ve bu anlaşmayı içeren bir protokol hazırlamaları.
    • Hakimin, tarafları bizzat dinleyerek bu iradelerinin serbestçe açıklandığına ve protokolün uygun olduğuna kanaat getirmesi.
    • Süreç:
      • Anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanmaya göre çok daha hızlı sonuçlanır. Genellikle tek celsede boşanma kararı verilir.
      • Taraflar, hazırladıkları protokolü mahkemeye sunarlar.
      • Hakim, tarafları dinler ve protokolü inceler. Uygun bulursa, protokolü onaylayarak boşanma kararını verir.
    • Avantajları:
      • Hızlı ve daha az masraflıdır.
      • Taraflar arasındaki gerginliği ve çatışmayı azaltır.
      • Çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirir.
      • Tarafların, kendi gelecekleri hakkında söz sahibi olmalarını sağlar.
    • Dezavantajları:
      • Eşlerin her konuda anlaşmaya varması zor olabilir.
      • Taraflardan biri, sonradan anlaşmadan pişmanlık duyabilir. (Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali için dava açılabilir.)
    • Örnek Protokol İçeriği:
      • Tarafların kişisel bilgileri
      • Boşanma iradelerinin açıkça belirtilmesi
      • Çocukların velayetinin kimde kalacağı, kişisel ilişki düzenlemesi
      • Çocuklar için iştirak nafakası miktarı ve ödeme şekli
      • Eşler arasında yoksulluk nafakası ödenip ödenmeyeceği, ödenecekse miktarı ve süresi
      • Maddi ve manevi tazminat talepleri
      • Mal paylaşımının nasıl yapılacağı

Çekişmeli Boşanma:

Çekişmeli boşanma, eşlerin boşanma konusunda veya boşanmanın sonuçları (velayet, nafaka, mal paylaşımı, tazminat vb.) üzerinde anlaşmaya varamadıkları durumlarda açılan boşanma türüdür. Bu durumda, mahkeme, tarafların iddialarını, delillerini ve taleplerini değerlendirerek bir karar verir.

      • Süreç:
        • Çekişmeli boşanma davaları, anlaşmalı boşanmaya göre çok daha uzun sürebilir. Birkaç celse sürebileceği gibi, yıllarca da devam edebilir.
        • Taraflar, dava dilekçesi ve cevap dilekçesi ile iddialarını ve taleplerini mahkemeye sunarlar.
        • Mahkeme, delilleri toplar, tanıkları dinler, bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
        • Taraflar, duruşmalarda iddialarını ve savunmalarını yaparlar.
        • Mahkeme, tüm süreci değerlendirerek bir karar verir.
      • Avantajları:
        • Taraflardan birinin haklı olduğu ancak diğer tarafın anlaşmaya yanaşmadığı durumlarda, hak arama imkanı sağlar.
        • Mahkeme, adil bir karar vermek için tüm delilleri ve tarafların durumunu ayrıntılı olarak inceler.
      • Dezavantajları:
        • Uzun ve yıpratıcı bir süreçtir.
        • Yüksek mahkeme masrafları ve avukatlık ücretleri söz konusu olabilir.
        • Taraflar arasındaki gerginliği ve çatışmayı artırır.
        • Çocuklar üzerinde olumsuz etkileri daha fazla olabilir.
      • Örnek Senaryo: Eşlerden biri, diğerinin kendisini aldattığını iddia ediyor ve boşanmak istiyor. Ancak, diğer eş bu iddiayı kabul etmiyor ve boşanmaya yanaşmıyor. Bu durumda, aldatıldığını iddia eden eş, çekişmeli boşanma davası açabilir.

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Arasındaki Temel Farklar (Tablo):

Özellik Anlaşmalı Boşanma Çekişmeli Boşanma
Anlaşma Eşler, boşanmanın tüm sonuçları üzerinde anlaşmıştır. Eşler, boşanma veya sonuçları üzerinde anlaşamamıştır.
Süre Genellikle tek celsede sonuçlanır. Aylar, hatta yıllar sürebilir.
Süreç Protokol sunulur, hakim onaylar. Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, delil sunumu, tanık dinlenmesi, bilirkişi incelemesi gibi aşamalar vardır.
Masraf Daha az masraflıdır. Daha yüksek mahkeme masrafları ve avukatlık ücretleri söz konusu olabilir.
Tarafların Rolü Taraflar, kendi gelecekleri hakkında söz sahibidir. Kararı mahkeme verir.
Psikolojik Etkiler Taraflar ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri daha azdır. Taraflar ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri daha fazla olabilir.
Hukuki Dayanak TMK 166/3 TMK 161-166 (Özel ve genel boşanma sebepleri)

Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Arasındaki Farklar” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Anlaşmalı boşanma için evliliğin ne kadar sürmüş olması gerekir?

En az bir yıl sürmüş olması gerekir.

Anlaşmalı boşanma davası ne kadar sürede sonuçlanır?

Genellikle tek celsede sonuçlanır.

Çekişmeli boşanma davası neden uzun sürer?

Tarafların anlaşamaması, delil toplanması, tanık dinlenmesi, bilirkişi incelemesi gibi süreçler zaman alabilir.

Anlaşmalı boşanma protokolünde hangi konular yer almalıdır?

Tarafların kişisel bilgileri, boşanma iradeleri, velayet, nafaka, mal paylaşımı, tazminat gibi konulardaki anlaşmaları yer almalıdır.

Çekişmeli boşanma davasında mahkeme hangi konularda karar verir?

Mahkeme; velayet, nafaka, mal paylaşımı ve tazminat da dahil olmak üzere taraflar arasında ihtilaflı olan her konuda karar verir.

Boşanma Davası Açma Süreci: Adım Adım Rehber

Boşanma davası açmak, belirli usul ve esaslara tabi, dikkat ve özen gerektiren bir hukuki süreçtir. Bu süreç, davanın türüne (anlaşmalı veya çekişmeli) göre bazı farklılıklar gösterse de, genel olarak aşağıdaki adımlardan oluşur:

Boşanma Türüne Karar Verme ve Gerekli Belgeleri Hazırlama:

      • Anlaşmalı Boşanma: Eşlerin boşanma ve sonuçları (velayet, nafaka, mal paylaşımı) üzerinde anlaştıkları durumdur.
        • Gerekli Belgeler:
          • Anlaşmalı boşanma protokolü (ıslak imzalı)
          • Nüfus cüzdanı fotokopileri
          • Evlilik cüzdanı fotokopisi (varsa)
          • Varsa çocukların nüfus kayıt örnekleri
          • Vekaletname (avukat ile temsil durumunda)
      • Çekişmeli Boşanma: Eşlerin boşanma veya sonuçları üzerinde anlaşamadığı durumdur.
        • Gerekli Belgeler:
          • Dava dilekçesi (boşanma sebebi, talepler ve deliller açıkça belirtilmeli)
          • Nüfus cüzdanı fotokopisi
          • Evlilik cüzdanı fotokopisi (varsa)
          • Varsa çocukların nüfus kayıt örnekleri
          • Deliller (tanık isimleri ve adresleri, yazışmalar, fotoğraflar, videolar, banka kayıtları, tapu kayıtları vb.)
          • Vekaletname (avukat ile temsil durumunda)

Yetkili ve Görevli Mahkemeyi Belirleme:

  • Görevli Mahkeme: Aile Mahkemesi’dir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakar.
  • Yetkili Mahkeme: Eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya Davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. 

Dava Dilekçesini Hazırlama ve Mahkemeye Sunma:

      • Dava Dilekçesi: Boşanma davası, yetkili ve görevli mahkemeye hitaben yazılmış bir dava dilekçesi ile açılır. Dilekçede aşağıdaki bilgiler yer almalıdır:
        • Mahkemenin adı
        • Tarafların (davacı ve davalı) adları, soyadları, TC kimlik numaraları ve adresleri
        • Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin (örneğin avukatlarının) adları, soyadları ve adresleri
        • Davanın konusu (boşanma ve fer’ileri)
        • Boşanma sebebi (TMK’da belirtilen özel veya genel sebeplerden hangisine dayanıldığı açıkça belirtilmeli)
        • Olayların özeti (Evliliğin başlangıcı, gelişimi, boşanmaya neden olan olaylar kronolojik sıra ile anlatılmalı)
        • Deliller (İddiaları ispatlayacak her türlü delil belirtilmeli)
        • Hukuki sebepler (İlgili kanun maddeleri)
        • Talep sonucu (Boşanmaya karar verilmesi, velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi talepler açıkça yazılmalı)
        • Davacı veya vekilinin imzası
      • Harç ve Masrafların Yatırılması: Dava açılırken, mahkeme veznesine gerekli harç ve masrafların yatırılması gerekir. Harç miktarı, davanın türüne ve talep edilen haklara göre değişir.
      • Tevzi Bürosuna Başvuru: Dilekçe, harç makbuzu ve diğer belgelerle birlikte mahkemenin tevzi bürosuna başvurulur. Tevzi bürosu, davayı ilgili mahkemeye yönlendirir.

Dava Dilekçesinin Davalıya Tebliği:

Mahkeme, dava dilekçesinin bir örneğini ve duruşma gününü davalıya tebliğ eder. Tebligat, davalının bilinen son adresine yapılır.

Cevap Dilekçesi (Çekişmeli Boşanmada):

Davalı, dava dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesi sunabilir. Cevap dilekçesinde, davacının iddialarına karşı cevaplar, varsa karşı deliller ve talepler belirtilir.

Ön İnceleme Duruşması (Çekişmeli Boşanmada):

Mahkeme, dilekçeler teatisi (dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi) tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşması yapar. Bu duruşmada, dava şartları ve ilk itirazlar incelenir, uyuşmazlık konuları belirlenir, delillerin toplanması ve incelenmesi için gerekli işlemler yapılır.

Tahkikat Aşaması (Çekişmeli Boşanmada):

Ön inceleme duruşmasından sonra tahkikat aşamasına geçilir. Bu aşamada, mahkeme, tarafların gösterdiği delilleri toplar, tanıkları dinler, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırır.

Sözlü Yargılama (Çekişmeli Boşanmada):

Tahkikat aşaması tamamlandıktan sonra, mahkeme, taraflara son sözlerini sormak üzere sözlü yargılama duruşması yapar.

Karar:

Mahkeme, tüm delilleri ve tarafların beyanlarını değerlendirerek kararını verir. Kararda, boşanmaya hükmedilip hükmedilmediği, velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda ne şekilde karar verildiği açıkça belirtilir.

İstinaf ve Temyiz (Çekişmeli Boşanmada):

Taraflar, mahkemenin kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren belirli süreler içinde istinaf (bölge adliye mahkemesine) ve temyiz (Yargıtay’a) başvurusunda bulunabilirler.

Boşanma Davası Açma Süreci Akış Şeması (Tablo):

Aşama Anlaşmalı Boşanma Çekişmeli Boşanma
Gerekli Belgelerin Hazırlanması Protokol, nüfus cüzdanı fotokopileri, evlilik cüzdanı, vekaletname (varsa) Dava dilekçesi, nüfus cüzdanı fotokopisi, evlilik cüzdanı, deliller, vekaletname (varsa)
Mahkemeye Başvuru Protokol ve diğer belgelerle birlikte mahkemeye başvuru yapılır. Dava dilekçesi, harç makbuzu ve diğer belgelerle birlikte mahkemeye başvuru yapılır.
Duruşma Hakim, tarafları dinler ve protokolü inceler. Uygun bulursa boşanma kararını verir. Ön inceleme duruşması, tahkikat duruşmaları, sözlü yargılama duruşması yapılır.
Karar Boşanma kararı verilir. Mahkeme, delilleri ve tarafların beyanlarını değerlendirerek boşanma ve fer’ileri (velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı) hakkında karar verir.
İstinaf ve Temyiz (İhtiyari) Karara itiraz edilmesi durumunda, istinaf ve temyiz yolları açıktır. Karara itiraz edilmesi durumunda, istinaf ve temyiz yolları açıktır.

Boşanma Davası Açma Süreci: Adım Adım Rehber” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma davası açmak için nereye başvurulur?

Yetkili ve görevli Aile Mahkemesi’ne (veya Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’ne) başvurulur.

Boşanma davası dilekçesinde neler yer almalıdır?

Mahkemenin adı, tarafların bilgileri, davanın konusu, boşanma sebebi, olayların özeti, deliller, hukuki sebepler, talep sonucu ve imza yer almalıdır.

Boşanma davası açarken harç ödemek gerekir mi?

Evet, dava açılırken mahkeme veznesine gerekli harç ve masrafların yatırılması gerekir.

Çekişmeli boşanma davasında cevap dilekçesi ne zaman verilir?

Dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevap dilekçesi verilebilir.

Çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davası açma sürecinde avukat tutmak zorunlu mu?

Hayır, zorunlu değildir. Ancak sürecin hukuki bilgi gerektirmesi ve hak kaybı yaşanmaması için avukat ile süreci yürütmek önemlidir.

Boşanma Davasında Delil Sunma ve İspat Yükümlülüğü

Boşanma davasında, iddia edilen boşanma sebebinin ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin taleplerin (velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı) mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için, bu iddiaların hukuka uygun delillerle ispatlanması gerekir. İspat yükü, kural olarak, iddiada bulunan tarafa aittir. Yani, boşanma sebebi olarak zina, şiddet, terk gibi olguları ileri süren taraf, bu olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür.

Delil Nedir?

Delil, bir vakıanın (olayın) doğruluğu hakkında hakime kanaat vermek amacıyla kullanılan ispat vasıtalarıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve Türk Medeni Kanunu’nda (TMK), delillerin neler olduğu ve nasıl kullanılabileceği düzenlenmiştir.

Delil Çeşitleri:

Deliller, kesin deliller ve takdiri deliller olmak üzere iki ana gruba ayrılır:

      • Kesin Deliller: Kanunda sayılan ve hakimi bağlayan, aksi ispat edilemeyen delillerdir.
        • İkrar (HMK 188): Taraflardan birinin, kendi aleyhine olan bir vakıayı (olayı) mahkeme önünde kabul etmesidir.
        • Kesin Hüküm (HMK 303): Kesinleşmiş bir mahkeme kararıdır.
        • Senet (HMK 205): Bir hukuki işlemin (örneğin, sözleşme) yazılı belgesidir.
          • Resmi Senet: Resmi bir makam veya memurun katılımıyla düzenlenen senettir (örneğin, noter senedi, tapu senedi).
          • Adi Senet: Taraflar arasında özel olarak düzenlenen senettir.
      • Takdiri Deliller: Hakimin serbestçe değerlendirdiği, kesin delil niteliği taşımayan delillerdir.
        • Tanık (HMK 240 vd.): Bir olaya tanık olan kişinin, mahkemeye o olay hakkında bilgi vermesidir. Tanık beyanı, boşanma davalarında sıkça başvurulan bir delildir.
        • Bilirkişi (HMK 266 vd.): Özel veya teknik bilgi gerektiren konularda, hakimin görüşüne başvurduğu uzmandır (örneğin, psikolog, pedagog, mali müşavir).
        • Keşif (HMK 288 vd.): Hakimin, dava konusu olan yeri veya şeyi bizzat incelemesidir.
        • Yemin (HMK 225 vd.): Taraflardan birinin, bir vakıanın doğruluğu hakkında mahkeme önünde yemin etmesidir. Boşanma davalarında yemine başvurulması, uygulamada pek sık rastlanan bir durum değildir.
      • Diğer Deliller (Elektronik ortamdaki deliller) Günümüzde, whatsapp, instagram, facebook, X gibi sosyal medya platformlarındaki yazışmalar, fotoğraflar, videolar da delil niteliği taşıyabilir. Kısa mesajlar da (SMS) delil olabilir.

Boşanma Davasında Kullanılabilecek Deliller (Örnekler):

      • Zina: Fotoğraflar, videolar, otel kayıtları, seyahat belgeleri, telefon kayıtları (arama ve mesaj dökümleri), sosyal medya paylaşımları, tanık beyanları, mektuplar, e-postalar.
      • Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış: Doktor raporları (darp raporu), polis tutanakları, tanık beyanları, fotoğraflar, videolar, ses kayıtları, tehdit içeren mesajlar.
      • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme: Mahkeme kararları, sabıka kaydı, tanık beyanları.
      • Terk: İhtarname (terk eden eşe gönderilen noter ihtarı), tanık beyanları.
      • Akıl Hastalığı: Sağlık kurulu raporu.
      • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması (Şiddetli Geçimsizlik): Tanık beyanları, mesajlaşma kayıtları, sosyal medya paylaşımları, fotoğraflar, videolar, ekonomik duruma ilişkin belgeler (maaş bordrosu, banka hesap dökümleri), aile terapisti raporları.
      • Maddi ve Manevi Tazminat: Maddi ve manevi tazminat taleplerinde tarafların kusur oranları, sosyal ve ekonomik durumları, evlilik birliğinin sona ermesiyle ortaya çıkan ve gelecekte ortaya çıkması muhtemel menfaat kayıpları dikkate alınır.
      • Velayet: Pedagog raporu, çocuğun görüşü (idrak çağındaysa), okul kayıtları, sağlık raporları, tanık beyanları.
      • Nafaka: Tarafların gelir durumunu gösteren belgeler (maaş bordrosu, vergi levhası, banka hesap dökümleri), kira kontratı, faturalar.
      • Mal Paylaşımı: Tapu kayıtları, araç ruhsatları, banka hesap dökümleri, şirket ortaklık belgeleri, faturalar, sözleşmeler.

Delillerin Hukuka Uygunluğu:

Delillerin mahkeme tarafından kabul edilebilmesi için, hukuka uygun yollarla elde edilmiş olmaları gerekir. Örneğin, gizlice ve izinsiz olarak elde edilen ses veya görüntü kayıtları, hukuka aykırı delil olarak kabul edilir ve hükme esas alınamaz. Özel hayatın gizliliğini ihlal eden, işkence, tehdit veya hile ile elde edilen deliller de geçersizdir.

5. İspat Yükümlülüğü ve Kusur:

Boşanma davasında, iddia edilen boşanma sebebini ispat yükü, iddiada bulunan tarafa aittir. Örneğin, eşinin kendisini aldattığını iddia eden taraf, bu iddiasını ispatlamak zorundadır.

Boşanma davalarında kusur ilkesi önemlidir. Boşanmaya sebep olan olaylarda hangi tarafın daha kusurlu olduğu, mahkeme tarafından belirlenir. Kusur durumu, nafaka, tazminat ve velayet gibi konularda verilecek kararları etkiler.

Boşanma Davasında Delil Sunma ve İspat Yükümlülüğü” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma davasında hangi deliller kullanılabilir?

Tanık beyanları, yazılı belgeler (sözleşmeler, mektuplar, e-postalar), fotoğraflar, videolar, ses kayıtları, banka kayıtları, tapu kayıtları, doktor raporları, bilirkişi raporları gibi hukuka uygun yollarla elde edilmiş her türlü delil kullanılabilir.

Gizlice alınan ses kaydı boşanma davasında delil olur mu?

Kural olarak, gizlice ve izinsiz olarak alınan ses kayıtları hukuka aykırı delil olarak kabul edilir ve hükme esas alınamaz. Ancak, Yargıtay’ın bazı kararlarında, başka türlü ispat imkanı bulunmayan ve ani gelişen durumlarda, kişinin kendisine veya aile birliğine karşı işlenen bir suçla ilgili olarak gizlice aldığı ses kaydının delil olarak kullanılabileceği kabul edilmiştir.

Boşanma davasında ispat yükü kimdedir?

İddiada bulunan taraftadır. Örneğin, eşinin kendisini aldattığını iddia eden taraf, bu iddiasını ispatlamak zorundadır.

Boşanma davasında kusurun önemi nedir?

Kusur, nafaka, tazminat ve velayet gibi konularda verilecek kararları etkiler. Boşanmaya sebep olan olaylarda daha kusurlu olan taraf, aleyhine sonuçlarla karşılaşabilir.

Hangi delilin hukuka aykırı olduğu nasıl belirlenir?

Delilin elde ediliş yönteminde özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediği, işkence, tehdit, hile kullanılıp kullanılmadığına bakılır.

Boşanmada Çocuk Velayeti ve Hukuki Haklar

Boşanma davalarının en hassas ve önemli konularından biri, müşterek çocukların velayetinin kime verileceği ve velayete sahip olmayan ebeveyn ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin nasıl düzenleneceğidir. Türk Medeni Kanunu (TMK), velayet konusunda çocuğun üstün yararını temel ilke olarak kabul eder.

Velayet Nedir?

Velayet, ergin olmayan (18 yaşından küçük) veya kısıtlı (mahkeme kararıyla fiil ehliyeti sınırlandırılmış) çocukların bakımı, eğitimi, korunması, temsili ve malvarlığının yönetimi konusunda anne ve babaya yüklenen hak ve yükümlülüklerin bütünüdür.

Velayetin Kapsamı:

Velayet hakkı, çocuğun;

      • Şahıs Varlığına İlişkin Hakları: Çocuğun bakımı, beslenmesi, sağlığının korunması, eğitimi, yetiştirilmesi, ahlaki gelişimi, temsil edilmesi gibi hakları kapsar.
      • Mal Varlığına İlişkin Hakları: Çocuğun malvarlığının yönetilmesi, gelirlerinin kullanılması, çocuğa ait malların korunması gibi hakları kapsar.

Boşanmada Velayet Düzenlemesi:

Boşanma durumunda, mahkeme, velayetin hangi eşe verileceğine karar verirken, çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişiminin en iyi şekilde sağlanması anlamına gelir.

Mahkeme, velayet konusunda karar verirken aşağıdaki hususları dikkate alır:

      • Çocuğun Yaşı, Cinsiyeti ve Sağlık Durumu: Küçük yaştaki çocukların (özellikle anne bakımına muhtaç olanların) genellikle anneye verilmesi tercih edilir. Ancak, çocuğun yaşı büyüdükçe, babanın da velayet hakkını alabilme olasılığı artar. Çocuğun özel ihtiyaçları (örneğin, sağlık sorunları) da velayet düzenlemesinde dikkate alınır.
      • Çocuğun Görüşü: İdrak çağındaki (genellikle 8 yaş ve üzeri) çocuğun, velayet konusundaki görüşü alınır ve bu görüşe, çocuğun yaşı ve gelişim düzeyi dikkate alınarak önem verilir. Ancak, çocuğun görüşü tek başına belirleyici değildir.
      • Ebeveynlerin Kişilik Özellikleri ve Yaşam Koşulları: Ebeveynlerin çocuğa sağlayabileceği maddi ve manevi imkanlar, eğitim düzeyi, mesleği, yaşam tarzı, ahlaki değerleri, çocuğa karşı tutum ve davranışları, velayet kararında etkili olur.
      • Ebeveynlerin Birbirleriyle ve Çocukla İlişkileri: Ebeveynler arasındaki iletişimin, çocuğun ruh sağlığı üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulur. Şiddet, düşmanlık, kin gibi olumsuz duyguların hakim olduğu bir ortamda, çocuğun sağlıklı gelişimi olumsuz etkilenebilir.
      • Kardeşlerin Durumu: Kardeşlerin birbirinden ayrılmaması, genellikle çocuğun yararına kabul edilir. Ancak, bu durumun çocuğun üstün yararına aykırı olduğu durumlarda, kardeşler farklı ebeveynlere verilebilir.
      • Uzman Görüşü (Pedagog, Psikolog): Mahkeme, velayet konusunda karar vermeden önce, bir uzmandan (pedagog, psikolog) rapor alabilir. Uzman, çocuğu ve ebeveynleri değerlendirerek, velayetin kimde kalmasının çocuğun yararına olacağı konusunda görüş bildirir. Bu rapor mahkeme kararı için bağlayıcı olmamakla birlikte dikkate alınır.

Ortak Velayet:

Türk Medeni Kanunu’nda 2016 yılında yapılan değişiklikle, ortak velayet düzenlemesi getirilmiştir. Ortak velayet, boşanmış eşlerin, velayet hak ve sorumluluklarını birlikte kullanmaları anlamına gelir.

      • Şartları:
        • Eşlerin ortak velayet konusunda anlaşmış olmaları veya
        • Mahkemenin, çocuğun üstün yararını gözeterek ortak velayete karar vermesi.
      • Uygulaması: Ortak velayet durumunda, eşler, çocuğun eğitimi, sağlığı, yerleşim yeri gibi önemli konularda birlikte karar alırlar.
      • Önemi: Çocuğun anne ve babasıyla ilişkilerini devam ettirmesi, ebeveynlerin sorumluluklarını eşit şekilde paylaşması açısından olumlu bir düzenlemedir.

Velayete Sahip Olmayan Ebeveynin Hakları (Kişisel İlişki):

Velayet kendisine verilmeyen ebeveynin, çocukla kişisel ilişki kurma hakkı vardır. Kişisel ilişki, çocuğun velayet sahibi olmayan ebeveyni ile düzenli olarak görüşmesi, belirli sürelerde birlikte vakit geçirmesi, iletişim kurması gibi hakları kapsar.

Mahkeme, kişisel ilişki düzenlemesini yaparken, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, ebeveynlerin yaşam koşulları ve aralarındaki ilişkiyi dikkate alır. Kişisel ilişki, çocuğun üstün yararına aykırı olmadıkça, geniş tutulmaya çalışılır.

Velayetin Değiştirilmesi:

Velayet kararı kesinleştikten sonra, koşulların değişmesi halinde, velayetin değiştirilmesi davası açılabilir. Örneğin, velayet sahibi ebeveynin çocuğa kötü davranması, ihmal etmesi, çocuğun eğitimini engellemesi, başka bir şehre taşınması gibi durumlarda, diğer ebeveyn veya çocuğun menfaatini korumakla yükümlü diğer kişiler (örneğin, vasi), velayetin değiştirilmesi talebinde bulunabilir.

“Boşanmada Çocuk Velayeti ve Hukuki Haklar” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Velayet nedir?

Velayet, ergin olmayan veya kısıtlı çocukların bakımı, eğitimi, korunması, temsili ve malvarlığının yönetimi konusunda anne ve babaya yüklenen hak ve yükümlülüklerin bütünüdür.

Boşanmada velayet kime verilir?

Mahkeme, velayet kararını verirken, çocuğun üstün yararını gözetir. Çocuğun yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu, ebeveynlerin kişilik özellikleri ve yaşam koşulları, çocuğun görüşü gibi faktörler dikkate alınır.

Ortak velayet nedir?

Boşanmış eşlerin, velayet hak ve sorumluluklarını birlikte kullanmalarıdır.

Velayet sahibi olmayan ebeveynin çocukla görüşme hakkı var mıdır?

Evet, velayet kendisine verilmeyen ebeveynin, çocukla kişisel ilişki kurma hakkı vardır. Mahkeme, bu ilişkinin nasıl düzenleneceğine karar verir.

Velayet kararı değiştirilebilir mi?

Evet, koşulların değişmesi halinde (örneğin, velayet sahibi ebeveynin çocuğa kötü davranması), velayetin değiştirilmesi davası açılabilir.

Çocuğun velayeti konusunda ayrıntılı bilgiye nereden ulaşabilirim?

Detaylı bilgi için Avukatınıza danışabilirsiniz.

Nafaka Türleri: Yoksulluk ve İştirak Nafakası

Boşanma davalarında, eşlerin ve müşterek çocukların maddi durumlarını düzenleyen önemli konulardan biri de nafakadır. Nafaka, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşe ve/veya müşterek çocukların bakım ve eğitim giderlerine katkı sağlamak amacıyla, diğer eş tarafından ödenen düzenli paradır. Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) iki temel nafaka türü düzenlenmiştir: yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası.

Yoksulluk Nafakası (TMK 175):

Yoksulluk nafakası, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eşe, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer eş tarafından ödenen nafakadır.

      • Şartları:
        • Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşme tehlikesi: Eşin, boşanma sonucunda kendi geçimini sağlayamayacak duruma gelmesi, yoksulluk halinin mevcut veya muhtemel olması gerekir. Yoksulluk, genel olarak, kişinin temel ihtiyaçlarını (barınma, beslenme, giyinme, sağlık, ulaşım vb.) karşılayamaması durumudur.
        • Kusurun daha ağır olmaması: Yoksulluk nafakası talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olmaması gerekir. Eşit kusur veya daha az kusur halinde nafaka talep edilebilir. Ancak, tamamen kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası alamaz.
        • Talep: Yoksulluk nafakası, kendiliğinden (re’sen) hükmedilmez. Mutlaka talep edilmesi gerekir.
      • Miktarı: Nafaka miktarı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları, sağlık durumları, meslekleri, gelirleri, malvarlıkları ve ihtiyaçları dikkate alınarak hakim tarafından takdir edilir. Nafaka, her ay ödenecek şekilde belirlenir.
      • Süresi: Yoksulluk nafakası, süresiz olarak hükmedilebilir. Yani, nafaka alacaklısı eşin yoksulluğu devam ettiği sürece, nafaka ödeme yükümlülüğü de devam eder. Ancak, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, yoksulluk durumunun ortadan kalkması, haysiyetsiz hayat sürmesi, ölümü veya nafaka yükümlüsünün ölümü gibi durumlarda nafaka kendiliğinden sona erer. Ayrıca, nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi hallerinde, nafaka yükümlüsünün talebi üzerine mahkeme kararıyla nafaka kaldırılabilir veya azaltılabilir.
      • Ödenmemesi: Yoksulluk nafakasının ödenmemesi durumunda nafaka alacaklısı icra takibi başlatarak nafakanın tahsilini sağlayabilir.

İştirak Nafakası (TMK 182):

İştirak nafakası, velayeti kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak amacıyla ödediği nafakadır.

      • Şartları:
        • Çocuğun velayetinin diğer eşe verilmiş olması.
        • Çocuğun ergin olmaması (18 yaşından küçük olması) veya ergin olmakla birlikte eğitimine devam ediyor olması.
      • Miktarı: İştirak nafakası miktarı, çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile anne ve babanın ekonomik durumları dikkate alınarak hakim tarafından belirlenir. Nafaka, çocuğun her türlü giderini (eğitim, sağlık, beslenme, barınma, giyim, harçlık vb.) karşılayacak şekilde takdir edilir.
      • Süresi: İştirak nafakası, çocuk ergin oluncaya kadar (18 yaşını dolduruncaya kadar) devam eder. Ancak, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimine devam ediyorsa, nafaka ödeme yükümlülüğü, eğitim hayatı sona erene kadar devam edebilir.
      • Ödenmemesi: İştirak nafakasının ödenmemesi durumunda nafaka alacaklısı icra takibi başlatarak nafakanın tahsilini sağlayabilir.

Nafaka Türleri Arasındaki Farklar (Tablo):

Özellik Yoksulluk Nafakası İştirak Nafakası
Amaç Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eşin geçimini sağlamak. Müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkıda bulunmak.
Kim Öder Kusuru daha ağır olmayan eş. Velayeti kendisine verilmeyen eş.
Kime Ödenir Yoksulluğa düşecek olan eşe. Çocuğa (velayet sahibi ebeveyn aracılığıyla).
Şartları Yoksulluğa düşme tehlikesi, kusurun daha ağır olmaması, talep. Çocuğun velayetinin diğer eşe verilmiş olması, çocuğun ergin olmaması veya ergin olsa bile eğitimine devam etmesi.
Süresi Süresiz olabilir (koşullar değişmedikçe). Yeniden evlenme, yoksulluğun ortadan kalkması vb. hallerde sona erer. Çocuk ergin oluncaya kadar veya ergin olsa bile eğitimi devam ediyorsa eğitim hayatı sona erene kadar devam eder.
Miktarı Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ihtiyaçları dikkate alınarak hakim tarafından belirlenir. Çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile anne ve babanın ekonomik durumları dikkate alınarak hakim tarafından belirlenir.

Nafaka Artırımı ve Azaltılması:

Nafaka miktarı, değişen koşullara göre (örneğin, enflasyon, tarafların gelir durumundaki değişiklikler, çocuğun ihtiyaçlarının artması) artırılabilir veya azaltılabilir. Nafaka artırımı veya azaltılması için, taraflardan birinin aile mahkemesine başvurması gerekir.

“Nafaka Türleri: Yoksulluk ve İştirak Nafakası” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Yoksulluk nafakası nedir?

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eşe, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer eş tarafından ödenen nafakadır.

İştirak nafakası nedir?

Velayeti kendisine verilmeyen eşin, müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak amacıyla ödediği nafakadır.

Nafaka miktarı nasıl belirlenir?

Hakim, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını, ihtiyaçlarını, çocuğun yaşını, eğitim durumunu ve ihtiyaçlarını dikkate alarak nafaka miktarını belirler.

Nafaka ne zaman sona erer?

Yoksulluk nafakası, alacaklının yeniden evlenmesi, yoksulluğunun ortadan kalkması, haysiyetsiz hayat sürmesi veya taraflardan birinin ölümü ile sona erer. İştirak nafakası ise, çocuğun ergin olması veya eğitimi devam ediyorsa eğitim hayatının sona ermesi ile sona erer.

Nafaka artırılabilir veya azaltılabilir mi?

Evet, değişen koşullara göre nafaka miktarı artırılabilir veya azaltılabilir. Bunun için mahkemeye başvurmak gerekir.

Nafaka hesaplaması nasıl yapılır?

Avukatınızdan destek alabilirsiniz.

Boşanmada Mal Paylaşımı ve Edinilmiş Mallar Rejimi

Boşanma davalarında, eşlerin evlilik birliği içinde edindikleri malların nasıl paylaşılacağı önemli bir konudur. Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) 2002 yılından itibaren yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimi kabul edilmiştir. Ancak, eşler evlenmeden önce veya evlilik sırasında noterde mal rejimi sözleşmesi yaparak, farklı bir mal rejimi (mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı) seçebilirler.

Mal Rejimi Nedir?

Mal rejimi, eşlerin evlilik birliği içinde edindikleri mallar üzerindeki hak ve yükümlülüklerini düzenleyen kurallar bütünüdür.

Yasal Mal Rejimi: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi (TMK 202 vd.):

      • Tanımı: Eşlerin evlilik süresince emekleri karşılığında edindikleri mallar ile kişisel mallarının gelirleri üzerinde, diğer eşin artık değer üzerinden yarı oranında hak sahibi olmasını öngören rejimdir.
      • Edinilmiş Mal: Evlilik birliği içinde karşılığı verilerek elde edilen malvarlığı değerleridir (TMK 219).
        • Örnekler:
          • Çalışma karşılığı elde edilen gelirler (maaş, ücret, ikramiye, prim vb.)
          • Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarınca veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerince yapılan ödemeler
          • Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
          • Kişisel malların gelirleri (örneğin, eşlerden birine ait olan bir evin kira geliri)
          • Edinilmiş malların yerine geçen değerler (örneğin, evlilik içinde alınan bir arabanın satılıp yerine yeni bir araba alınması)
      • Kişisel Mal: Kanunda sayılan ve eşlerden birine ait olan, edinilmiş mal sayılmayan mallardır (TMK 220).
        • Örnekler:
          • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya (örneğin, giysi, takı, kişisel hobi malzemeleri)
          • Evlenmeden önce sahip olunan mallar
          • Miras yoluyla veya karşılıksız kazandırma (bağışlama) yoluyla elde edilen mallar
          • Manevi tazminat alacakları
          • Kişisel malların yerine geçen değerler
      • Artık Değer: Her eşin edinilmiş mallarından, bu mallara ilişkin borçlar düşüldükten sonra kalan miktardır.
      • Katılma Alacağı: Artık değerin yarısı üzerinde, diğer eşin sahip olduğu alacak hakkıdır.

Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?

      • Mal Rejiminin Sona Ermesi: Boşanma, evliliğin iptali veya eşlerden birinin ölümü ile mal rejimi sona erer.
      • Malların Tasfiyesi: Mal rejiminin sona ermesiyle birlikte, eşlerin malvarlıkları tasfiye edilir. Bu süreçte, öncelikle eşlerin kişisel malları ve edinilmiş malları belirlenir. Daha sonra, her eşin edinilmiş mallarından, bu mallara ilişkin borçlar düşülerek artık değer hesaplanır.
      • Katılma Alacağının Hesaplanması: Her eşin artık değerinin yarısı, diğer eşin katılma alacağını oluşturur.
      • Ödeme: Katılma alacağı, para olarak ödenebileceği gibi, aynı değerde mal verilerek de ödenebilir. Taraflar anlaşamazlarsa, mahkeme, ödemenin nasıl yapılacağına karar verir.
      • Mal Paylaşımında Dikkate Alınmayanlar: Evlilik birliğinden önce edinilen mallar, miras yoluyla veya bağışlama yoluyla kazanılan mallar, manevi tazminat alacakları, kişisel eşyalar (takılar, giysiler vb.) mal paylaşımına dahil edilmez.

Mal Rejimi Sözleşmesi:

Eşler, evlenmeden önce veya evlilik sırasında noterde mal rejimi sözleşmesi yaparak, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi yerine, mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı rejimlerinden birini seçebilirler.

      • Mal Ayrılığı Rejimi: Her eşin, evlilik süresince edindiği mallar üzerinde tek başına hak sahibi olmasını öngören rejimdir.
      • Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Evlilik süresince edinilen malların, belirli oranlarda eşler arasında paylaşılmasını öngören rejimdir.
      • Mal Ortaklığı Rejimi: Eşlerin, evlilik süresince edindikleri mallar üzerinde ortak mülkiyet hakkına sahip olmalarını öngören rejimdir.

Mal Rejimi Türleri (Tablo):

Mal Rejimi Açıklama
Edinilmiş Mallara Katılma Evlilik süresince edinilen mallar üzerinde, diğer eşin artık değer üzerinden yarı oranında hak sahibi olmasını öngören rejimdir (Yasal rejim).
Mal Ayrılığı Her eşin, evlilik süresince edindiği mallar üzerinde tek başına hak sahibi olmasını öngören rejimdir.
Paylaşmalı Mal Ayrılığı Evlilik süresince edinilen malların, belirli oranlarda eşler arasında paylaşılmasını öngören rejimdir.
Mal Ortaklığı Eşlerin, evlilik süresince edindikleri mallar üzerinde ortak mülkiyet hakkına sahip olmalarını öngören rejimdir.

“Boşanmada Mal Paylaşımı ve Edinilmiş Mallar Rejimi” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşanmada mal paylaşımı nasıl yapılır?

Eşler arasında geçerli olan mal rejimine göre yapılır. Yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir.

Edinilmiş mal nedir?

Evlilik birliği içinde karşılığı verilerek elde edilen malvarlığı değerleridir (örneğin, maaş, ücret, ikramiye, edinilmiş malların gelirleri).

Kişisel mal nedir?

Kanunda sayılan ve eşlerden birine ait olan, edinilmiş mal sayılmayan mallardır (örneğin, evlenmeden önceki mallar, miras malları, manevi tazminat alacakları).

Artık değer nedir?

Her eşin edinilmiş mallarından, bu mallara ilişkin borçlar düşüldükten sonra kalan miktardır.

Mal rejimi sözleşmesi nedir?

Eşlerin, evlenmeden önce veya evlilik sırasında noterde yaparak, yasal mal rejimi yerine farklı bir mal rejimi seçmelerini sağlayan sözleşmedir.

Boşanma Davasında Avukatın Rolü: Zorunlu mu?

Boşanma süreci, hem duygusal hem de hukuki açıdan karmaşık ve zorlayıcı olabilir. Bu süreçte, tarafların haklarını korumak, usul ve esaslara uygun hareket etmek ve adil bir sonuca ulaşmak için bir avukatın hukuki desteğini almak önemli faydalar sağlayabilir. Ancak, boşanma davasında avukat tutmak zorunlu değildir.

Boşanma Davasında Avukat Tutmak Zorunlu mu?

Türkiye’de, boşanma davalarında avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Taraflar, avukat tutmadan da boşanma davası açabilir, davayı takip edebilir ve kendilerini mahkemede temsil edebilirler.

Ancak, boşanma davaları, teknik hukuki bilgi gerektiren, usul ve esaslara sıkı sıkıya bağlı davalardır. Özellikle çekişmeli boşanma davalarında, delillerin toplanması, değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi, dilekçelerin hazırlanması, hukuki argümanların sunulması gibi pek çok aşama, uzmanlık gerektirir.

Avukatın Boşanma Davasındaki Rolü ve Faydaları:

Bir avukat, boşanma sürecinde müvekkiline aşağıdaki konularda hukuki destek sağlar:

      • Hukuki Danışmanlık: Boşanma süreci, haklar, yükümlülükler, mal paylaşımı, nafaka, velayet gibi konularda müvekkiline hukuki danışmanlık yapar, müvekkilini bilgilendirir ve yönlendirir.
      • Dilekçe Hazırlama: Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, delil listesi, beyan dilekçeleri gibi tüm hukuki belgeleri hazırlar ve mahkemeye sunar. Dilekçelerin usulüne uygun ve eksiksiz hazırlanması, davanın seyri açısından büyük önem taşır.
      • Delil Toplama ve Değerlendirme: Boşanma davasında iddiaların ispatı için gerekli delilleri (tanık ifadeleri, yazışmalar, fotoğraflar, videolar, banka kayıtları, tapu kayıtları vb.) toplar, hukuka uygunluğunu değerlendirir ve mahkemeye sunar.
      • Duruşmalara Katılma ve Müvekkili Temsil Etme: Duruşmalara katılır, müvekkilini temsil eder, haklarını savunur, tanıklara soru sorar, bilirkişi raporlarına itiraz eder, beyanlarda bulunur.
      • Hukuki Süreci Takip Etme: Dava sürecini başından sonuna kadar takip eder, gerekli işlemleri zamanında yapar, müvekkilini bilgilendirir.
      • Müzakere ve Uzlaşma: Anlaşmalı boşanma durumunda veya çekişmeli boşanmanın belirli aşamalarında, karşı tarafın avukatı ile müzakereler yürüterek, müvekkilinin menfaatleri doğrultusunda uzlaşma sağlamaya çalışır.
      • Hukuki Riskleri Azaltma: Hukuki bilgi ve tecrübesiyle, müvekkilinin hak kaybına uğramasını engellemeye çalışır, olası riskleri minimize eder.
      • Psikolojik Destek: Boşanma süreci, duygusal olarak zorlayıcı bir süreçtir. Avukat, müvekkiline bu süreçte profesyonel bir destek sağlayarak, hukuki konulara odaklanmasına yardımcı olur.

Avukatsız Boşanma:

Avukat tutmadan boşanma davası açmak veya davayı takip etmek mümkündür. Ancak, avukatsız boşanmanın bazı riskleri vardır:

      • Hukuki Bilgi Eksikliği: Boşanma hukuku, karmaşık ve teknik bir alandır. Hukuki bilgi eksikliği, hak kayıplarına yol açabilir.
      • Usul Hataları: Dava dilekçesinin yanlış hazırlanması, delillerin usulüne uygun sunulmaması, sürelerin kaçırılması gibi usul hataları, davanın reddedilmesine veya aleyhe sonuçlanmasına neden olabilir.
      • Duygusal Davranışlar: Boşanma süreci, duygusal olarak yoğun bir süreçtir. Taraflar, duygusal tepkiler vererek, haklı oldukları durumlarda bile hatalı kararlar alabilirler.
      • İletişim Sorunları: Karşı tarafın avukatı ile iletişim kurmak, hukuki terimleri anlamak ve müzakereleri yürütmek zor olabilir.

Avukat Seçimi:

Boşanma davası için avukat seçerken aşağıdaki hususlara dikkat etmek önemlidir:

      • Uzmanlık Alanı: Avukatın, aile hukuku ve boşanma davaları konusunda uzman ve deneyimli olması önemlidir.
      • İletişim: Avukat ile açık ve düzenli iletişim kurabilmek, süreci anlamak ve doğru kararlar alabilmek için önemlidir.
      • Güven: Avukata güvenmek ve onun hukuki bilgisine inanmak, sürecin sağlıklı ilerlemesi için gereklidir.
      • Ücret: Avukatlık ücreti, davanın türüne, karmaşıklığına ve avukatın deneyimine göre değişir. Ücret konusunda önceden anlaşmak ve yazılı bir sözleşme yapmak önemlidir.

Boşanma Davasında Avukatın Rolü (Tablo):

Avukatlı Boşanma Avukatsız Boşanma
Hukuki danışmanlık ve rehberlik sağlar. Hukuki bilgi eksikliği nedeniyle hak kayıpları yaşanabilir.
Dilekçeleri hazırlar ve mahkemeye sunar. Dilekçelerin usulüne uygun hazırlanmaması riski vardır.
Delilleri toplar, değerlendirir ve mahkemeye sunar. Delillerin toplanması ve değerlendirilmesinde zorluklar yaşanabilir.
Duruşmalara katılır ve müvekkilini temsil eder. Duruşmalarda kendini ifade etme ve savunma konusunda zorluklar yaşanabilir.
Hukuki süreci takip eder ve müvekkilini bilgilendirir. Sürelerin kaçırılması veya usul hataları yapılması riski vardır.
Karşı tarafın avukatı ile müzakere yürütür ve uzlaşma sağlamaya çalışır. Karşı tarafın avukatı ile iletişim kurmak ve müzakere yürütmek zor olabilir.
Hukuki riskleri azaltır ve müvekkilinin haklarını korur. Hukuki riskler daha yüksek olabilir.

“Boşanma Davasında Avukatın Rolü: Zorunlu mu?” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma davasında avukat tutmak zorunlu mudur?

Hayır, zorunlu değildir. Ancak, hukuki destek almak, hak kayıplarını önlemek ve süreci daha sağlıklı yönetmek açısından önemlidir.

Avukat boşanma davasında ne yapar?

Hukuki danışmanlık yapar, dilekçeleri hazırlar, delilleri toplar, duruşmalara katılır, müvekkilini temsil eder, hukuki süreci takip eder ve müvekkilinin haklarını korur.

Avukatsız boşanmanın riskleri nelerdir?

Hukuki bilgi eksikliği, usul hataları, duygusal davranışlar, iletişim sorunları gibi nedenlerle hak kayıpları yaşanabilir.

Boşanma avukatı seçerken nelere dikkat etmek gerekir?

Avukatın aile hukuku ve boşanma davaları konusunda uzman ve deneyimli olmasına, iletişim kurabilmeye, güven vermesine ve ücret konusunda anlaşmaya dikkat etmek gerekir.

Boşanma davam için avukat tutup tutmamak konusunda kararsızım. Ne yapmalıyım?

Bir avukatla ön görüşme yaparak, davanızın özel durumu hakkında bilgi alabilir ve avukatın size sağlayabileceği faydaları değerlendirebilirsiniz.

Boşanma Sürecinde Psikolojik Destek ve Aile Danışmanlığı

Boşanma, bireylerin hayatlarındaki en stresli ve zorlayıcı yaşam olaylarından biridir. Hem boşanma sürecinde hem de boşanma sonrasında, eşler ve çocuklar yoğun duygusal, psikolojik ve sosyal zorluklarla karşılaşabilirler. Bu nedenle, boşanma sürecinde psikolojik destek almak ve aile danışmanlığına başvurmak, bu zorluklarla başa çıkmaya yardımcı olabilir ve sürecin daha sağlıklı bir şekilde yönetilmesini sağlayabilir.

Boşanmanın Psikolojik Etkileri:

Boşanma, bireyler üzerinde çok çeşitli psikolojik etkilere neden olabilir. Bu etkiler, kişiden kişiye, boşanmanın nedenlerine, evlilik süresine, kişilik özelliklerine, sosyal destek sistemlerine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir.

      • Yaygın Duygusal Tepkiler:
        • Yas Süreci: Boşanma, bir kayıp deneyimidir ve yas sürecine benzer duygusal tepkilere yol açabilir. Bu süreçte, inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme gibi aşamalar yaşanabilir.
        • Stres ve Kaygı: Boşanma süreci, belirsizlik, gelecek kaygısı, ekonomik zorluklar, hukuki süreçler gibi nedenlerle yoğun strese ve kaygıya neden olabilir.
        • Öfke ve Kızgınlık: Boşanmaya neden olan olaylar, eşler arasında öfke, kızgınlık, kırgınlık, hayal kırıklığı gibi duygulara yol açabilir.
        • Suçluluk ve Pişmanlık: Özellikle boşanmaya kendi davranışlarının neden olduğunu düşünen eşler, suçluluk ve pişmanlık duyguları yaşayabilirler.
        • Yalnızlık ve İzolasyon: Boşanma, sosyal çevrede değişikliklere ve sosyal destek sistemlerinde zayıflamaya neden olabilir. Bu durum, yalnızlık ve izolasyon duygularını artırabilir.
        • Depresyon: Boşanma, depresyon riskini artıran önemli bir yaşam olayıdır.
        • Özgüven Kaybı: Boşanma, bireylerin özgüvenini ve benlik saygısını olumsuz etkileyebilir.
        • Kimlik Krizi: Evlilik, bireylerin kimliklerinin önemli bir parçasıdır. Boşanma, “kimlik krizi” yaşamalarına neden olabilir.
      • Çocuklar Üzerindeki Etkiler:
        • Duygusal ve Davranışsal Sorunlar: Boşanma, çocuklarda üzüntü, öfke, kaygı, korku, suçluluk, özgüven eksikliği, okul başarısızlığı, davranış problemleri, uyum sorunları gibi çeşitli duygusal ve davranışsal sorunlara yol açabilir.
        • Ebeveynlere Yönelik Tutum Değişiklikleri: Çocuklar, boşanmadan sorumlu tuttukları ebeveyne karşı öfke, kızgınlık, düşmanlık gibi olumsuz duygular besleyebilirler.
        • Sadakat Çatışması: Çocuklar, her iki ebeveyni de sevmelerine rağmen, boşanma nedeniyle sadakat çatışması yaşayabilirler.
        • Okul Başarısında Düşüş

Psikolojik Destek ve Aile Danışmanlığının Faydaları:

Boşanma sürecinde psikolojik destek almak ve aile danışmanlığına başvurmak, hem eşlerin hem de çocukların bu zorlu süreçle daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olabilir.

      • Eşler İçin Faydaları:
        • Duygusal Destek: Boşanmanın neden olduğu yoğun duygusal tepkilerle (stres, kaygı, öfke, üzüntü, suçluluk vb.) başa çıkmaya yardımcı olur.
        • İletişim Becerilerini Geliştirme: Eşler arasındaki iletişimi güçlendirir, çatışmaları çözme becerilerini artırır ve daha sağlıklı iletişim kurmalarına yardımcı olur.
        • Karar Verme Sürecini Kolaylaştırma: Boşanma kararı alma sürecinde, daha sağlıklı ve bilinçli kararlar vermelerine yardımcı olur.
        • Boşanma Sonrasına Uyum Sağlama: Boşanma sonrasında yeni bir hayata uyum sağlamalarına, duygusal iyileşme sürecini hızlandırmalarına ve geleceğe yönelik planlar yapmalarına yardımcı olur.
        • Hukuki Süreçte Destek: Hukuki süreçle ilgili kaygıları azaltır, avukatlarıyla daha iyi iletişim kurmalarına ve haklarını daha iyi anlamalarına yardımcı olur.
      • Çocuklar İçin Faydaları:
        • Duygusal İhtiyaçlarını Karşılama: Boşanmanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır, duygusal ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olur.
        • Uyum Sürecini Kolaylaştırma: Boşanmaya uyum sağlamalarını kolaylaştırır, ebeveynleriyle ilişkilerini sürdürmelerine ve yeni duruma adapte olmalarına yardımcı olur.
        • Davranış Problemlerini Önleme: Boşanmaya bağlı davranış problemlerini önlemeye veya azaltmaya yardımcı olur.
        • İletişim Becerilerini Geliştirme: Ebeveynleriyle ve diğer insanlarla daha sağlıklı iletişim kurmalarına yardımcı olur.
        • Özgüvenlerini Artırma: Boşanma nedeniyle zarar gören özgüvenlerini yeniden kazanmalarına yardımcı olur.

Psikolojik Destek Türleri:

      • Bireysel Terapi: Boşanma sürecinde bireylerin yaşadığı duygusal zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olan bireysel terapi, en yaygın psikolojik destek türlerinden biridir.
      • Çift Terapisi (Evlilik Terapisi): Boşanma kararı kesinleşmeden önce, eşlerin evliliklerini kurtarmak veya boşanma sürecini daha sağlıklı bir şekilde yönetmek için başvurdukları terapi türüdür.
      • Aile Terapisi: Boşanma sürecinde veya sonrasında, aile üyelerinin (eşler ve çocuklar) birlikte katıldığı terapi türüdür. Aile içi iletişimi güçlendirmeyi, çatışmaları çözmeyi ve boşanmaya uyum sağlamayı amaçlar.
      • Çocuk Terapisi (Oyun Terapisi): Özellikle küçük yaştaki çocukların, boşanmanın etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı olmak için kullanılan terapi türüdür.
      • Grup Terapisi: Benzer sorunları yaşayan kişilerin bir araya gelerek, deneyimlerini paylaştıkları ve birbirlerine destek oldukları terapi türüdür.

“Boşanma Sürecinde Psikolojik Destek ve Aile Danışmanlığı” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma sürecinde psikolojik destek almak neden önemlidir?

Boşanma, yoğun duygusal ve psikolojik zorluklara neden olabilen bir süreçtir. Psikolojik destek, bu zorluklarla başa çıkmaya, süreci daha sağlıklı yönetmeye ve boşanma sonrasına uyum sağlamaya yardımcı olur.

Aile danışmanlığı nedir?

Aile danışmanlığı, aile üyelerinin (eşler ve çocuklar) birlikte veya ayrı ayrı katıldığı, aile içi iletişimi güçlendirmeyi, çatışmaları çözmeyi ve sorunlarla başa çıkmayı amaçlayan bir danışmanlık hizmetidir.

Boşanma sürecinde çocuklar için psikolojik destek almak gerekir mi?

Evet, boşanma çocuklar üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Psikolojik destek, çocukların bu etkilerle başa çıkmalarına, duygusal ihtiyaçlarını karşılamalarına ve yeni duruma uyum sağlamalarına yardımcı olur.

Psikolojik destek türleri nelerdir?

Bireysel terapi, çift terapisi, aile terapisi, çocuk terapisi (oyun terapisi), grup terapisi gibi farklı psikolojik destek türleri vardır.

Boşanma sürecinde psikolojik destek almak boşanma kararından vazgeçirir mi?

Boşanma sürecinde psikolojik destek almak illa ki boşanmaktan vazgeçirecek diye bir durum söz konusu değildir. Bu destek, boşanma kararı kesin değilse çiftlerin ilişkilerini onarmalarına yardımcı olabileceği gibi, boşanma kararı kesinse de bu süreci en sağlıklı şekilde atlatmalarına yardımcı olur.

Boşanma Kararının Sonuçları ve Hukuki Etkileri

Boşanma kararı, mahkeme tarafından verilip kesinleştikten sonra, hem eşler hem de müşterek çocuklar açısından hukuki, sosyal ve ekonomik bir dizi sonuç doğurur. Bu sonuçlar, Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) ve ilgili diğer yasal düzenlemelerde ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

Evlilik Birliğinin Sona Ermesi:

Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte, evlilik birliği hukuken sona erer. Eşler, artık “evli” statüsünde değildirler ve birbirlerine karşı evlilikten doğan hak ve yükümlülükleri kalmaz.

Kişisel Durumdaki Değişiklikler:

      • Medeni Hal: Eşlerin medeni hali “bekar” olarak değişir.
      • Soyadı: Boşanan kadın, kural olarak evlenmeden önceki soyadını geri alır. Ancak, evlilik soyadını kullanmakta haklı bir menfaati olduğunu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceğini ispatlarsa, mahkemeden izin alarak evlilik soyadını kullanmaya devam edebilir.
      • Vatandaşlık: Boşanma, kendiliğinden vatandaşlık durumunu değiştirmez. Ancak, evlilik yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmış olan bir yabancı, boşanma durumunda vatandaşlık statüsünü kaybedebilir (bu durum, Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda belirtilen özel şartlara bağlıdır).
      • Yeniden Evlenme: Boşanma kararı kesinleştikten sonra, eşler yeniden evlenebilirler. Ancak, boşanmış bir kadının yeniden evlenebilmesi için, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 300 günlük (iddet müddeti) bir bekleme süresinin geçmesi gerekir. Bu süre, kadının hamile olup olmadığının anlaşılması için konulmuştur. Kadın, hamile olmadığını doktor raporuyla ispatlarsa veya boşandığı eşiyle yeniden evlenirse, bu bekleme süresi uygulanmaz.

Çocuklarla İlgili Sonuçlar:

      • Velayet: Mahkeme, boşanma kararıyla birlikte, müşterek çocukların velayetinin hangi eşe verileceğine karar verir. Velayet, çocuğun üstün yararı gözetilerek düzenlenir.
      • Kişisel İlişki: Velayet kendisine verilmeyen eş ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulur. Mahkeme, kişisel ilişkinin süresini, zamanını ve şeklini belirler.
      • İştirak Nafakası: Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak için iştirak nafakası öder.

Mali Sonuçlar:

      • Yoksulluk Nafakası: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eş, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer eşten yoksulluk nafakası talep edebilir.
      • Maddi Tazminat (TMK 174/1): Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu eş, kusurlu olan eşten maddi tazminat isteyebilir.
        • Mevcut Menfaat: Evlilik birliğinin devamı sırasında sahip olunan ve boşanma ile kaybedilen haklardır (örneğin, eşin maaşına, sosyal güvencesine ortak olma hakkı).
        • Beklenen Menfaat: Evlilik birliği devam etseydi elde edilmesi muhtemel olan haklardır (örneğin, eşin ileride elde edeceği gelir artışından yararlanma hakkı).
      • Manevi Tazminat (TMK 174/2): Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan eş, kusurlu olan eşten manevi tazminat isteyebilir. Manevi tazminat, kişinin yaşadığı acı, üzüntü, elem ve ızdırabın karşılığı olarak hükmedilen bir tazminat türüdür.
      • Mal Paylaşımı: Eşler arasındaki mal rejimi sona erer ve mal paylaşımı yapılır. Yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir.

Miras Hukuku Açısından Sonuçlar:

Boşanan eşler, birbirlerinin yasal mirasçısı olma sıfatını kaybederler. Ancak, boşanmadan önce yapılmış bir ölüme bağlı tasarruf (örneğin, vasiyetname) ile mirasçı olarak atanmışlarsa, bu hakları devam eder (aksi vasiyetnamede belirtilmedikçe).

Boşanma Kararının Hukuki Etkileri (Tablo):

Alan Etki
Evlilik Birliği Sona erer.
Medeni Hal “Bekar” olarak değişir.
Soyadı Kadın, evlenmeden önceki soyadını geri alır (istisnai durumlarda evlilik soyadını kullanmaya devam edebilir).
Vatandaşlık Kendiliğinden değişmez (ancak, evlilik yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmış olan yabancılar için özel durumlar söz konusu olabilir).
Yeniden Evlenme Boşanma kararı kesinleştikten sonra mümkündür (kadınlar için 300 günlük bekleme süresi vardır, istisnalar hariç).
Velayet Mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek velayeti eşlerden birine verir veya ortak velayete karar verir.
Kişisel İlişki Velayet kendisine verilmeyen eş ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulur.
İştirak Nafakası Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderleri için iştirak nafakası öder.
Yoksulluk Nafakası Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eş, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer eşten yoksulluk nafakası talep edebilir.
Maddi Tazminat Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu eş, maddi tazminat isteyebilir.
Manevi Tazminat Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan eş, manevi tazminat isteyebilir.
Mal Paylaşımı Eşler arasındaki mal rejimi sona erer ve mal paylaşımı yapılır.
Miras Hakkı Boşanan eşler, birbirlerinin yasal mirasçısı olma sıfatını kaybederler.

“Boşanma Kararının Sonuçları ve Hukuki Etkileri” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma kararı kesinleştikten sonra ne olur?

Evlilik birliği hukuken sona erer, eşlerin medeni hali değişir, velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda mahkeme tarafından verilen kararlar uygulanır.

Boşanan kadın hangi soyadını kullanır?

Kural olarak evlenmeden önceki soyadını geri alır. Ancak, evlilik soyadını kullanmakta haklı bir menfaati olduğunu ispatlarsa, mahkemeden izin alarak evlilik soyadını kullanmaya devam edebilir.

Boşanan eşler birbirlerine mirasçı olabilirler mi?

Hayır, boşanan eşler birbirlerinin yasal mirasçısı olma sıfatını kaybederler. Ancak, boşanmadan önce yapılmış bir vasiyetname ile mirasçı olarak atanmışlarsa, bu hakları devam eder.

Boşanma davası kesinleştikten sonra hemen evlenilebilir mi?

Boşanma davası kesinleştikten sonra erkekler hemen evlenebilirken, kadınlar için 300 günlük (iddet müddeti) bekleme süresi vardır.

Boşanma kararı ile hangi konularda karar verilmiş olur?

Boşanma, velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda karar verilir.

Boşanma Sonrası Yeniden Evlenme ve Hukuki Haklar

Boşanma, evlilik birliğini hukuken sona erdiren bir karardır. Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte, eşler yeniden evlenme hakkına sahip olurlar. Ancak, özellikle boşanmış kadınlar için Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) öngörülmüş bekleme süresi (iddet müddeti) ve yeniden evlenmenin hukuki sonuçları gibi dikkat edilmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır.

Yeniden Evlenme Hakkı:

Boşanma kararı kesinleştikten sonra, hem erkek hem de kadın, yeniden evlenme hakkına sahip olur. Bu hak, Anayasa ile güvence altına alınmış temel bir haktır.

Bekleme Süresi (İddet Müddeti) (TMK 132):

Boşanmış bir kadının yeniden evlenebilmesi için, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 300 gün (yaklaşık 10 ay) beklemesi gerekir. Bu süreye iddet müddeti veya bekleme süresi denir.

      • Amacı: Bekleme süresinin amacı, kadının olası bir hamileliğinin belirlenmesi ve doğacak çocuğun soybağının (nesebinin) karışmasını önlemektir.
      • İstisnaları:
        • Kadının Hamile Olmadığının Anlaşılması: Kadın, mahkemeye başvurarak hamile olmadığını doktor raporuyla ispatlarsa, bekleme süresi mahkeme kararıyla kaldırılabilir.
        • Boşandığı Eşiyle Yeniden Evlenme: Kadın, boşandığı eşiyle yeniden evlenmek isterse, bekleme süresi uygulanmaz.
        • Doğum: Kadının boşanma sonrası 300 gün içinde doğum yapması halinde bekleme süresi kendiliğinden sona erer.
      • Sürenin Hesaplanması Bekleme süresi, boşanma kararının kesinleştiği tarihte başlar.

Bekleme Süresine Uymamanın Sonuçları:

Bekleme süresi dolmadan evlenen bir kadının yaptığı evlilik, mutlak butlan sebebiyle geçersiz sayılmaz. Ancak, evlenmenin iptali davası açılabilir (TMK 133).

Yeniden Evlenmenin Hukuki Sonuçları:

      • Önceki Evlilikten Doğan Haklar: Yeniden evlenme, önceki evlilikten doğan nafaka, tazminat ve mal paylaşımı gibi hakları kendiliğinden sona erdirmez. Ancak, yoksulluk nafakası, kadının yeniden evlenmesiyle kendiliğinden sona erer. İştirak nafakası, mal rejiminden kaynaklanan haklar gibi diğer haklar ise devam eder.
      • Yeni Evliliğin Hukuki Statüsü: Yeni evlilik, geçerli bir evliliktir ve tüm hukuki sonuçları doğurur. Eşler, yeni evlilikten doğan hak ve yükümlülüklere sahip olurlar.
      • Çocukların Durumu: Yeniden evlenme, önceki evlilikten olan çocukların velayet, nafaka ve kişisel ilişki düzenlemelerini kendiliğinden değiştirmez. Ancak, koşulların değişmesi halinde (örneğin, çocuğun üstün yararının gerektirmesi), bu konularda mahkemeye başvurularak değişiklik talep edilebilir.
      • Soyadı: Evlenen kadın, evlilik soyadını kullanır.

Boşandığı Eşiyle Yeniden Evlenme:

Boşanmış eşlerin, tekrar birbirleriyle evlenmeleri mümkündür. Bu durumda, bekleme süresi uygulanmaz ve evlilik, normal evlenme prosedürüne göre gerçekleştirilir. Boşandığı eşiyle yeniden evlenen kadının, evlenmeden önceki soyadını mı yoksa evlilik soyadını mı kullanacağı kendi tercihine bağlıdır.

Boşanma Sonrası Yeniden Evlenme (Tablo):

Durum Hukuki Sonuç
Yeniden Evlenme Hakkı Boşanma kararı kesinleştikten sonra, hem erkek hem de kadın yeniden evlenme hakkına sahiptir.
Bekleme Süresi (İddet Müddeti) Boşanmış kadınlar için 300 gündür. Amaç, olası bir hamileliğin belirlenmesi ve soybağının karışmasını önlemektir. Hamile olmama, boşandığı eşle evlenme veya doğum durumlarında süre kalkar.
Bekleme Süresine Uymamanın Sonucu Evliliğin iptali davası açılabilir.
Önceki Evlilikten Doğan Haklar Nafaka, tazminat ve mal paylaşımı gibi haklar kendiliğinden sona ermez (yoksulluk nafakası hariç).
Yeni Evliliğin Hukuki Statüsü Geçerli bir evliliktir ve tüm hukuki sonuçları doğurur.
Çocukların Durumu Velayet, nafaka ve kişisel ilişki düzenlemeleri kendiliğinden değişmez. Koşulların değişmesi halinde değişiklik talep edilebilir.
Boşandığı Eşiyle Yeniden Evlenme Mümkündür. Bekleme süresi uygulanmaz.

“Boşanma Sonrası Yeniden Evlenme ve Hukuki Haklar” Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşandıktan sonra tekrar evlenmek için ne kadar süre beklemek gerekir?

Erkekler için bekleme süresi yoktur. Kadınlar için ise boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 300 gün (iddet müddeti) bekleme süresi vardır. Ancak, kadın hamile olmadığını doktor raporuyla ispatlarsa veya boşandığı eşiyle yeniden evlenirse, bu süre uygulanmaz.

Bekleme süresi (iddet müddeti) nedir?

Boşanmış bir kadının yeniden evlenebilmesi için, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren beklemesi gereken 300 günlük süredir.

Bekleme süresi dolmadan evlenilirse ne olur?

Evlilik, mutlak butlan sebebiyle geçersiz sayılmaz, ancak evlenmenin iptali davası açılabilir.

Yeniden evlenmek, önceki evlilikten doğan nafaka hakkını sona erdirir mi?

Yoksulluk nafakasını kendiliğinden sona erdirir. Ancak, iştirak nafakası ve diğer mali haklar devam eder.

Boşandığım eşimle tekrar evlenirsem ne olur?

Boşanmış eşlerin tekrar evlenmesinde bekleme süresi yoktur.

Aile Hukuku, anlaşmalı boşanma, boşanma avukatı, boşanma davası, boşanma davası nasıl açılır, boşanma davası ne kadar sürer, boşanma davası ücreti, boşanma davasında deliller, boşanma dilekçesi, boşanma hukuku, Boşanma Sebepleri, boşanma sonrası yeniden evlenme, Boşanma Süreci, boşanmada mal paylaşımı nasıl yapılır, boşanmada psikolojik destek, çekişmeli boşanma, çocuk velayeti, edinilmiş mallara katılma rejimi, iddet müddeti, İstanbul Boşanma Avukatı, iştirak nafakası, mal paylaşımı, Nafaka, şiddetli geçimsizlik, şişli boşanma avukatı, terk nedeniyle boşanma, türk medeni kanunu boşanma, Velayet, yoksulluk nafakası, zina nedeniyle boşanma
Daha Fazla

ACİL AVUKAT DESTEĞİ İÇİN BİZE ULAŞIN!

Boran&Üner Hukuk Bürosu, İstanbul’un önde gelen hukuk ve danışmanlık ofislerinden biri olarak, hukukun her alanında uzman avukat kadrosuyla müvekkillerine profesyonel destek sunmaktadır. Hukuki süreçlerde en doğru stratejiyi belirlemek ve haklarınızı korumak için bizimle iletişime geçin.